23 Eylül 2015 Çarşamba

PART9: SAN FRANCISCO GEZİ REHBERİ

Merhaba,

New York City, Orlando ve Miami gezimizi ve seyahatimizin 9 gününü geride bırakmış; 5.5 saatlik bir uçak yolculuğunun ardından San Francisco havalimanına ulaşmış; ama daha seyahatimizin yarısını bile bitirmemiştik.Yuppi! 



Koskocaman Amerika kıtası, gez gez biter mi zaten. San Francisco havalimanına vardığımızda, "Welcome to San Francisco" yazısı ile karşılıyoruz. Gerçekten de hoşgelmişiz, meğer bu şehir ne kadar da büyüleyici, kendine hayran bırakan bir şehirmiş, ayrılırken kalbimin bir kısmını bıraktığımı itiraf etmeliyim.




Havalimanından şehir merkezine ulaşım:
Havalimanından şehir merkezine uygun bir ücret karşılığında otobüs ile veya BART sistemini kullanarak ulaşabilirsiniz. Havalimanından çıktıktan sonra otobüs duraklarının tabelalarını ve otobüs bekleyen insanları göreceksiniz, hangi otobüse binmeniz gerektiğini çok rahat öğrenebilirsiniz. Ancak şehir merkezine ulaştıktan sonra, biz şehirdeki ilk günümüzün şaşkınlığı ile otele hangi otobüsle gidebileceğimizi bir türlü çözemedik ve şehir merkezinden otelimize taksi ile ulaşım sağladık. (Sonraki günlerde toplu ulaşım ağını çözen genç çiftimiz, şehri yatay, dikey, çapraz, tüm toplu ulaşım hatlarını kullanarak gezeceklerdi :) Bizim konakladığımız otel, Lombart Street'in Golden Gate Bridge'e en yakın kısmındaydı, yani şehrin biraz dışındaydı. Siz daha merkezi bir otelde konaklarsanız, otobüsün bıraktığı yerden taksi kullanmadan da otelinize ulaşabilirsiniz. 

Araba kiralamalı mıyız?
San Francisco'da araba kiralamayı uzun bir süre düşündük ama en sonunda vazgeçtik ve kiralamadık. Şimdi düşünüyorum tekrar San Francisco'ya gitsek yine araba kiralamazdık herhalde. Zira toplu taşıma gayet gelişmiş durumda, ilk gün çözmek için çok zorlandık ama sonra heryere otobüslerle (MUNİ sistemi) rahat rahat gidip geldik. 1 günlük yahut 3 günlük satılan sınırsız otobüs biletlerinden aldığınız takdirde, cable car da dahil olmak üzere tüm toplu taşıma sistemini ücretsiz kullanabiliyorsunuz. Biz Türk işi, 1 günlük aldığımız bilet ile 2 gün dolaştık ama otobüs şoförleri pek biletlerle ilgilenmiyor, biletinizi göstermeseniz bile soran olmuyor açıkçası. Otelinizden toplu taşımaya ilişkin, otobüs duraklarını, otobüs hatlarını vb. bilgileri barındıran ayrıntılı bir harita temin ettiğiniz zaman (bizim otelimizin resepsiyonunda mevcuttu) kısa sürede toplu taşımayı çözersiniz. Ayrıca bence San Francisco yürüyerek dolaşılması gereken şehirlerden biri.

Dip not olarak eklemek gerekirse, otobüsleri ağırlıklı olarak evsizler, sarhoşlar vb. kullanıyor. Dolayısıyla otobüs sakinleri pek de nezih tipler değil, bazen korkutucu olabiliyor. Ayrıca otobüsler oldukça eski. Ama şehir çok büyük bir şehir olmadığı için, otobüs yolculukları da çok uzun sürmüyor, ayrıca bu otobüs yolculukları sayesinde normalde turistik gezinize dahil etmeyeceğiniz bölgeleri de gezmiş oluyorsunuz. San Francisco'da otopark ücretlerinin oldukça yüksek olduğu göz önünde bulundurulduğu takdirde, herşeye rağmen toplu taşıma daha mantıklı.

San Francisco'da toplu taşıma sisteminin temelini oluşturan MUNİ'lerin haritasını ekliyorum aşağıya:

Bu haritanın yüksek çözünürlüklü haline buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Nerede konaklamalı?
San Francisco bölgesinde konaklamak için en popüler bölgeler Union Square ile Fisherman's Wharf bölgesi. Ancak biz maalesef  San Francisco'da da yüksek otel fiyatlarından muzdarip olduk. Lombard Street'in Golden Gate köprüsüne en yakın mesafesinde bulunan yani şehrin merkezinden uzak mesafede bulunan 1700'lerden kalma bir otelin geceliğine de ortalama 150 dolar verdik. Verdiğimiz paraya en çok acıdığım otel burası oldu maalesef. Otelin yer aldığı caddenin sonuna doğru dümdüz ortalama 40-45 dakika yürümemiz halinde Fisherman's Wharf bölgesine ulaşabiliyorduk, yahut otelden 10 dakika sahile doğru yürümemiz halinde Marina District bölgesine ulaşabiliyor ve harika bir Golden Gate Bridge ve Alcatraz manzarasını seyredebiliyorduk. Ancak daha yüksek bir bütçemiz olsaydı veya 20 günden daha kısa dolayısıyla daha az maliyetli bir seyahat gerçekleştiriyor olsaydık kesinlikle şehir merkezinde konaklamayı tercih ederdim.

1. GÜN MARINA DISTRICT- GOLDEN GATE BRIDGE- ALCATRAZ- FISHERMAN'S WHARF- PIER 39

İlk gün otelimize yerleştikten sonra, tamamen içgüdülerimize güvenerek, denize doğru yürüyoruz ve ortalama 5-10 dakika sonra kendimizi Marina District bölgesinde, Divisadero caddesinde buluyoruz, bu bölgede birbirinden harika evler olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Solumuzda ihtişamlı Golden Gate Bridge, karşımızda Alcatraz Hapishanesi... Bu şehri şimdiden sevdim, diye düşünüyorum.




Golden Gate Bridge'ı arkamıza alıp, 10 dakika yürüdüğümüz zaman Fisherman's Wharf bölgesindeyiz. Bu bölge çok hareketli, eğlenceli bir bölge.



Bu bölgede yer alan Pier 39'da deniz aslanlarını izleyebilirsiniz.



Deniz aslanlarını çektiğim bir video ekliyorum:



Deniz aslanlarını izledikten, biraz keyiflendikten sonra; Pier 39'u gezebilir; okyanus manzarasına karşı bir şeyler atıştırabilir, San Francisco'ya özel magnetler, hediyelik eşyalar alabilirsiniz. Biz burada yer alan Bubba Gump'da deniz mahsüllerinin tadını çıkardık.




2. GÜN LOMBARD STREET- TELEGRAPH HILL- COIT TOWER- UNION SQUARE

İkinci günümüzde, otelimizin yer aldığı caddeyi dümdüz takip ederek Lombard Street'in zigzag ve dik kısmına geliyoruz. Bu cadde peyzajı ile meşhur olmuş, ayrıca buradan şehir manzarazı bir harika.




  


Lombard Street'ten sonraki durağımız Telegraph Hill... Burada yer alan Coit Tower'dan da muhteşem bir şehir manzarası izleyebilirsiniz.


Muhteşem Bay Bridge manzarası:



Telegraph Hill'den sonraki durağımız Powell Street. Buradan San Francisco şehrinin ikonik cable carına biniyoruz ve ver elini Union Square...




Union Square çok eğlenceli ve hareketli bir meydan. Şehrin kalbi bu bölgede atıyor. Uzun uzun dolaşabilir, alışveriş yapabilir ya da bizim gibi meydan manzarasına karşı Macy's in en üst katında yer alan Cheesecake Factory'inin terasında yemek molası verebilirsiniz.






3. GÜN -GOLDEN GATE PARK-ALAMO SQUARE- PAINTED LADIES

Üçüncü günümüze Golden Gate Park'ta başlıyoruz. Burası inanılmaz büyük bir park. Hatta Central Park'ın yanında adeta orman. Yürüyerek dolaşmak çok zor, bisiklet kiralamak mantıklı olabilir. Biz ayaklarımızın götürdüğü yere kadar geziyor, yeşile doyuyor ve bir kez daha canım ülkemde bu kadar harika şehir parkları olmadığı için üzülerek, gezimize kaldığımız yerden devam ediyoruz.


  




Golden Gate Park'tan sonraki durağımız Alamo Sqaure... Alamo Square'de yer alan ve yine San Francisco'nun ikonik yapılarından Viktorian tarzı evler Painted Ladies tam karşımızda duruyor. Bu süslü bayanları Bizim Ev dizisinden hatırlarsınız.



4. GÜN SAUSALITO 

Pek çok kişi bu bölgeyi görmemiz gerektiği konusunda oldukça ısrarlı idi. Biz de bu tasiyeleri göz önünde bulundurarak, son günümüzü oldukça romantik bu bölgeye ayırdık. Ulaşımı ise giderken Ferry Building'ten buraya giden feribotlar ile dönerken ise şehir merkezine giden otobüsleri kullanarak sağladık. Böylece Golden Gate Bridge'den araç ile geçmiş olduk. Maalesef Golden Gate Bridge yine sisler içerisindeydi. Gezimizin ilk günü haricinde, diğer tüm günler nazlı bir gelin misali sisler içerisinden sıyrılamadı :)

Biz Golden Gate Bridge'den yürüyerek geçemedik, ama yürüyerek veya bisiklet ile de geçmek mümkün. Bence sissiz bir günde Golden Gate Bridge'de San Francisco manzarasına karşı yürümek tecrübe edilebilir.

Sausilito bölgesi ise uzun uzun zaman ayrılabilecek ve gezilecek bir bölge değil. Tamam huzurlu ve romantik bir bölge, San Francisco'dan ayrılamayan ama şehrin keşmekeşinden kaçmak isteyen daha çok orta yaş üzeri zengin kimselerin ikamet ettiği bir bölge ama bence tam gün ayırmaya değmez. Fakat buraya kadar gelmişken manzaraya karşı fish food yiyelim düşüncesindeyseniz, deniz kenarında yer alan restaurantlardan birini tercih edebilir, manzaraya karşı yemeğinizin tadını çıkartabilirsiniz.

Son olarak:

Bu gezi yazısı gezimizi gerçekleştirdiğimiz tarihten tam 2 yıl sonra kaleme alınmıştır. Dolayısıyla sıcağı sıcağına yazmak gibi olmuyor. Mutlaka atladığım detaylar olmuştur ama ana hatlarıyla San Francisco gezimiz bu şekildeydi.

Şahsi fikrim San Francisco 3.5 günde gezilebilecek bir yer değil. Mutlaka bir 5 gün ayırmak lazım. Tekrar gitsem, bu gezimde yapmadığım ve yapmak istediğim şeyler arasında birkaç Golden Gate Bridge view point ziyaret etmek olurdu. Bunun dışında şehrin hippi bölgesi Berkeley bölgesini gezmek isterdim. Bizim gittiğimiz dönemde şansımıza BART sistemi çalışmıyordu ve buraya BART sistemi dışında toplu taşıma bulunmuyor, dolayısıyla bu bölgeye gidebilmemiz mümkün olmadı. Ayrıca Napa Valley'de yer alan şarap üretim tesislerini de mutlaka gezmek isterdim. 

Biz New York City'de China Town mahallesini gezdiğimiz için, San Francisco'da yer alan benzer karakterdeki çin mahallesini gezmedik ama önceden tecrübe etmediyseniz Çin'lilerin hayatına dair pek çok ipucu yakalayabileceğiniz bu mahalleyi gezebilirsiniz.

Teknoloji meraklısıysanız Silikon Vadisi'ni de gezilecek yerler listenize ekleyebilirsiniz.

ABD'nin ve hatta dünyanın bilinen en büyük eşcinsel mahallesi Castro mahallesini de gezinize ekleyebilirsiniz. 
Castro’nun Amerika’da eşcinsel hareketin üssü haline gelmesi, meşhur gay eylemci Harvey Milk’in New York’tan Castro’ya taşınması ile başlar. Daha önceleri eşcinsel kimliğini fazla açık etmeyen Milk, zamanla San Francisco’daki özgür ortamın da etkisiyle çiçek gibi açılır ve giderek gay nüfusun politik alanda sözcüsü/temsilcisi haline gelir. Milk, gay nüfusu temsil etmek amacıyla SF yerel meclisine aday olur. Birkaç seçim kaybettikten sonra, karizması ve hitabet gücü ile 1977 yılında ABD’nin gay kimliğini açıkça ilan eden ilk meclis üyesi olarak il meclisine girer. Milk, cinsel tercih ayrımcılığına karşı takdir edilesi bir politik savaş verir ve Castro mahallesinin medar-ı iftiharı olur.

Benden San Francisco notları bu kadar. 3.5 günde şehrin ikonik noktaları hızlıca nasıl gezilir, bu postta yer verdim. Umarım siz daha uzun uzun, geniş geniş ve sindire sindire bir San Francisco gezisi gerçekleştirirsiniz. San Francisco, New York şehrinden sonra oldukça yatay bir şehir. Bu şehirde kocaman kocaman gökdelenlerin arasında kaybolmuyor, tam tersi müstakil ve güzel mimarili evleri hayranlıkla izleyerek geniş ve dik yokuşlu caddelerinde hayaller kurarak, her yokuşun sonunda denize başında müthiş bir manzaraya kavuşacağınızı bilerek şehri geziyorsunuz.



Ayrıca San Francisco, kesinlikle bir kere gezilecek, yanına tik atılacak ve listeden çıkartılacak bir şehir değil. Tekrar tekrar geri dönmek, sokaklarında kendinizi kaybetmek isteyeceğiniz bir şehir...

Mesela benim hayallerim ve hedeflerim arasında tekrar San Francisco'ya gelmek, şehri doya doya gezmek ve sonra San Francisco- Los Angeles arasında Highway 101 otoyolu boyunca araba kullanmak ve okyanus manzarasının tadını çıkartmak var. Biz kısa sürede çok fazla şehir dolaşmak uğruna, San Francisco'dan Los Angeles'a ulaşımı uçak ile sağladık ama sizin vaktiniz varsa bir gününüzü ayırın ve ortalama 7-8 saat sürecek Pasifik Okyanusu manzaralı bu yolculuğu mutlaka gerçekleştirin.

Hadi bakalım bir sonraki post Los Angeles gezimiz... :)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

YORUMLARINIZI SEVİYORUM :)

Blog Widget by LinkWithin