29 Eylül 2015 Salı

PART 10: LOS ANGELES GEZİ REHBERİ

Merhaba,

Gezgin ruhlu fakat hiçbir zaman yeterince seyahat edemediğini düşünen bendeniz, geçtiğimiz hafta Kurban Bayramı tatilinde evde miskin miskin televizyon kanalları arasında zap yaparken, adeta 2 sene önceki Kurban Bayramı'nda gerçekleştirdiğimiz Amerika gezimize atıf yaparcasına, Los Angeles şehrini tanıtan bir gezi programına denk geldim.

Pek tabi, hayaller alemine dala çıka, anıları yad ede ede programı sonuna kadar izledim ve artık Los Angeles şehri ile ilgili notlarımı yazmanın vakti geldi diye düşündüm.

Bu yazımda, genel gezi yazılarımın sistematikten ayrılacağım, gün gün nereleri gezdim yazmayacağım, daha ziyade benim gözümde Los Angeles nasıl gezilmeli hatta nasıl yaşanmalı, bundan bahsedeceğim.

San Francisco'dan Los Angeles'a uçuşumuz oldukça kısa sürüyor aynı zamanda bu uçuş Amerika kıtası içerisinde gerçekleştirdiğimiz 3. ve son uçuşumuz da oluyor. Ortalama 1 saatlik uçuştan sonra Los Angeles'a ayak basıyoruz. 


Havalimanından kiraladığımız aracı teslim aldıktan sonra ilk istikamet: Hollywood Walk of Fame...


Beni önceden uyarmışlardı, bulvarın adı Hollywood diye gözünde büyütme, çok şaşalı bir yer değil diye buna rağmen bir miktar hayal kırıklığı yaşadığımı itiraf etmeliyim.

Yukarıdaki resimde de görüldüğü üzere sıradan bir cadde esasen ama her yıl Oscar törenleri burada gerçekleşiyor, dolayısıyla cadde boyunca ünlü bir çok kişinin isimleri yıldızların içerisinde yer alıyor. Cadde boyunca yürüyerek pek çok ünlü kişinin ismini yıldızların içerisinde yerde görmek mümkün.





Bu bulvar üzerinde aynı zamanda Hollywood filmlerinin ilk gösterime girdiği Grauman Çin Tiyatrosu da yer almakta.



Bu tiyatronun önünde yerde ise pek çok ünlü kimsenin el ve ayak izlerini görmek mümkün.




Eski adıyla Kodak Theatre yeni adıyla Dolby Theatre'da bu bölge... Hani şu meşhur Oscar ödül törenin gerçekleştiği yer...

Aslında Hollywood Bulvarı, film sektörüne, oscar törenlerine, hollywood starlarına ilişkin pek çok şeyi bir arada bulabileceğiniz bir bölge. Eğer meraklıysanız bu bölgete tam gün vakit ayırabilir, tiyatroların ve sinemaların içini dolaşabilir ve sektöre ilişkin pek çok bilgi edinebilirsiniz. Biz ise çok Hollywood meraklısı tipler olmadığımızdan ve muhtemelen gezimizin 13. gününü geride bıraktığımızdan, yorgunluk ve bıkkınlıkla bu kadar detaylı bir şekilde gezmedik, adet yerini bulsun diyerek bulvar üzerinde kısa bir yürüyüşle ve çevreyi gözlemlemekle yetindik, sonra ver elini Griffith Observatory...

Burası bir gözlem evi. Pek çok turist harika bir şehir manzarası vadettiği için ve Hollywood yazısını yakından görebilmek maksadıyla bu gözlemevine gelseler de, ben içerisinde yer alan müzeyi de mutlaka görmenizi tavsiye ederim. Biz çok etkilenmiştik!


Ve evet, meşhur Hollywood yazısını buradan görmeniz mümkün, turistik bir aktivite olarak yazıyı arkanıza alarak resim çektirmemek olmaz :)



Biz yol yorgunu olduğumuz için ilk gün gezimizi burada bitirmiştik ama siz güne Hollywood yıldızlarının evinin bulunduğu Beverly Hills bölgesini gezerek, akabinde Rodeo Drive'da alışveriş yaparak yahut sadece vitrinlere bakarak (zira fiyatlar çok yüksek) devam edebilirsiniz.

Los Angeles dendiği zaman, herkesin aklına o meşhur kumsalları gelir. Bu kumsalları bir de yakından görmeye ne dersiniz. Los Angeles 116 km sahil şeridine sahip ve sahil boyunca birbirinden güzel kumsallara... Hepsini tek tek gezmeye bir gün yetmez ama başlıca bir kaçını mutlaka gezmenizi, kumlarda yalın ayak dolaşmanızı, eğer yapabiliyorsanız sörf yapmanızı, güneşli bir günse güneşin tadını çıkarmanızı tavsiye ederim.

Bizim ilk durağımız Malibu Beach...

Sahil yolunun manzarası o kadar güzel ki...


Son zamanlarda Beren Saat ve Kenan Doğulu'nun evlendikleri kumsal olarak hafızalara kazınsa da, aslında Malibu Beach sörfçülerin göz bebeği...

Malibu Beach'ten sonraki durağımız Santa Monica...

İşte burası çok şenlikli harika bir yer. Los Angeles'ta en sevdiğimiz bölge, ayrıca bence otel konaklamalarının yapılması gereken bölge de kesinlikle burası. Biz gündüz saatlerinde vakit geçirme şansı yakalıyoruz ancak bu bölgede konaklıyor olsaydık mutlaka akşam saatlerinde de vakit geçirmek isterdik.







Şansımıza hava kapalı... Los Angeles mevsim itibariyle sayılı güneşsiz günlerini bizim için saklamış olsa gerek :)

Eh Santa Monica'ya kadar gelmişken Third Street Promenade'de bir tur atmalı, biraz alışveriş yapmalı... Ben o çok sevdiğim ve istediğim çantayı buradan alıyor ve seyahatimin sonunda Santa Monica hatıramla evime dönüyorum.

Keyfimizi kaçırmadan yola devam ediyoruz sıradaki durak, Venice Beach... Santa Monica'nın elitist havası burada kendini bohem yaşama bırakıyor. Kumsalın kenarında ufak şirin evleri, bembeyaz kumları ile burası da benim kalbimi çalıyor.

Venice Beach'ten bir video gelsin o zaman:


Hava kararmaya başladığı için biz sahil gezimize son vermek durumunda kalıyoruz ama siz güne erken başlayıp Venice Beach'ten sonra sırasıyla Manhattan Beach, Long Beach ve Laguna Beach'i gezebilirsiniz.


Biz bir günümüzü ise Universal Studios Hollywood için ayırıyoruz. Ben tema parkları ne kadar sevdiğimi önceden söylemiştim, benim için çok eğlenceli bir gün dolayısıyla. Eşimin zar zor birer kez bindiği aletlere, ben peş peşe üçer beşer kez biniyor, aşırı eğleniyorum.


Universal Studios'ta pek çok eğlenceli aktivite mevcut ama ben özellikle Studio Tour'a katılarak, Hollywood filmlerinin çekildiği film stüdyolarını görmenizi tavsiye ederim.






Biz bir günümüzü ise Premium Outlet'e ayırdık, inanılmaz uygun fiyatlara Coach çantalar aldığımız Premium Outlet'in Los Angeles şubesini ayrı bir sevdim :)

Premium Outletlerle ilgili bir dipnot eklemek istiyorum, bu outlete gitmeden evvel internet sitesine girip fırsat ve indirim kuponlarını basmayı ve outletlerde bulunan information desklerden fırsat kuponları almayı unutmayın, indirimin üzerine tekrar indirim yapılıyor ve alışveriş çok keyifli oluyor :)

Ayrıca Los Angeles'ta beni en çok etkileyen yerlerden biri ise UCLA yani University of Californis Los Angeles. Ah dedim üniversite yıllarıma geri dönsem, çok değil 1 senemi bu ünivesitede geçirsem... Biz içerisinden araç ile geçtik ama siz vakit bulursanız yeşillikler içerisindeki bu üniversiteyi mutlaka ziyaret edin derim.



Biz vakit ayıramadık, bunun en büyük sebeplerinden birisi eşimin bu tarz parklardan pek haz etmemesi ama eğer siz seviyorsanız Six Flags'e mutlaka şans verin.



Los Angeles gezi rehberimizin sonuna gelmeden evvel, Los Angeles'ta mutlaka araba kiralanması gerektiğini, şehrin çok geniş bir alana kurulduğunu, mesafelerin uzun olduğunu, toplu taşımanın hemen hemen hiç olmadığını, sabah ve akşam saatlerinde çok trafik olduğunu, eğer araçta 2 kişiden daha fazla kişi seyahat ediyorsa en sol şeritteki Car Pool'u kullanarak trafiksiz bir şekilde seyahat edilebileceğini hatırlatmak isterim.

Ve son olarak downtowna gidebilir, civic center, china town vb. bölgeleri gezebilirsiniz fakat biz overdose amerika aldığımızdan mütevellit olsa gerek, daha fazla çin mahallesi, civic center ve yüksek gökdelen görmek istemediğimiz için bu turumuzda downtownu atladık, daha ziyade şehrin mahallerinde aylak aylak gezip, amerikalıların hayat tarzlarına dair ipucular yakalamaya, bu şehirde yaşadığımızı hayal etmeye çalıştık :)

Bir sonraki durağımız LAS VEGAS...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

YORUMLARINIZI SEVİYORUM :)

Blog Widget by LinkWithin